Ceza Hukuku

Yanlışlıkla Adam Öldürme Suçu ve Cezası

Bizi Arayın ............... Whatsapp

Yanlışlıkla Adam Öldürme Suçu ve Cezası, yanlışlıkla insan öldürme, ceza hukukunda oldukça karmaşık konudur ve iki ana başlık altında ele alınır. Taksirle öldürme ve bilinçli taksirle öldürme. Bu yazımız içeriğinde Avukat Fatih BAYNAZ konuya ilişkin önemli bilgileri paylaşacak.

Taksirle insan öldürme, failin dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı şekilde davranması sonucu, öngörülebilir nitelikte olayın beklenmedik şekilde ölümle sonuçlanmasıdır. Bu durumda, failin davranışı, olayın sonuçlarını öngöremediği için, ceza sorumluluğu taşısa da kasten insan öldürme eylemi olarak değerlendirilmez. Örneğin bir sürücünün dikkatsizce araç kullanarak kazaya yol açması bu kapsama girer. Taksirli davranışın sonuçları, çoğu zaman kişinin özen göstermemesi veya dikkatsizliği ile bağlantılıdır. Bilinçli taksirle insan öldürme ise farklı boyut taşır. (Bkz. Nitelikli Kasten Öldürme ve Teşebbüs)

Burada fail, yaptığı eylemin sonucunda insanın hayatını kaybetme ihtimalini görmesine rağmen, durumu göz ardı ederek ya da şansa güvenerek hareket eder. Örneğin, hız limitini aşarak dikkatsizce araç kullanmak, bilincinde olmasına rağmen, ölümcül kazaya neden olma riskini taşır. Her iki durumda fail, sonucun oluşmasını istememekte, fakat davranışlarının olası sonuçlarını dikkate almadığı için suçlu sayılır. Taksirle öldürme suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 85. maddesinde düzenlenmiştir. Bu madde hem basit taksirle hem de bilinçli taksirle meydana gelen ölümlere ilişkin kuralları belirler. Taksirle öldürme eylemi, failin niyetinin insanı öldürmek olmadığını gösterdiği için, kasten öldürmeden ayrılır.

Kast Hatası ve Taksir Arasındaki Farklar

Kast ve taksir kavramları, ceza hukuku açısından önemli iki temel unsurdur. Doğrudan kast, failin bilerek ve isteyerek bir suçu işlemesini ifade eder. Örneğin, iş yerine ateş ederek başka birini öldürmesi durumunda, kişi doğrudan kastla hareket etmiş sayılır. Burada failin amacının, belirli bireyi hedef alarak, suçun kanuni tanımındaki fiili işlemek olduğu açıktır. Bu tür bir eylem, doğrudan kastın en belirgin örneklerinden biridir ve cezai yaptırımları da oldukça ağırdır. Olası kast ise, failin suçun sonucunu öngörmesine rağmen sonucun gerçekleşmesini göze alarak hareket etmesini ifade eder. (Bkz. Bıçakla Adam Öldürme ve Teşebbüs)

Örneğin, iş yerinde birine ateş eden bir kişi, ateş ettiği kişinin yanı sıra diğer insanların da zarar görebileceğini düşünmelidir. Burada fail, istemese de başkalarının zarar görmesinin mümkün olduğunu bilir. Ancak bu durumu kabullenerek eylemine devam ettiğinde, olası kastla hareket etmiş olur. Bu tür durumlar, failin iradesinin karmaşık bir yapıya sahip olduğunu gösterir. Hukuki açıdan değerlendirilirken failin niyeti önem kazanır. Taksir, genel anlamda dikkatsizlik veya özen eksikliği nedeniyle suç işleme durumudur. Basit taksir, failin öngörülebilir sonucu dikkate almadan, gerekli dikkat ve özen yükümlülüğüne uymadan hareket etmesiyle gerçekleşir. Örneğin, iş güvenliği önlemlerini almadan işçi çalıştıran işveren, bir iş kazası sonucunda yaralanmalara yol açtığında basit taksirle suçlanır.

Yanlışlıkla Öldürmelerde Ceza İndirimi

Yanlışlıkla veya haksız tahrik altında işlenen suçlarda ceza indirimi, Türk Ceza Kanunu’nun 29. maddesi çerçevesinde düzenlenir. Bu maddeye göre, suçun işlenmesine sebep olan haksız tahrik varsa, failin cezasında belli oranda indirim yapılması mümkündür. Özellikle kasten adam öldürme gibi ağır suçlarda, haksız tahrik durumu söz konusu olduğunda ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası almaz. Bunun yerine 18 ila 24 yıl arasında hapis cezası uygulanırken, müebbet hapis cezası da 12 ila 18 yıl hapis cezasına çevrilir. Verilen indirimler, suça yol açan tahrikin derecesine bağlı olarak değişiklik gösterir. Kasten adam öldürmenin yanı sıra, yaralama gibi suçlar da haksız tahrik altında işlendiğinde cezaların indirilmesi söz konusudur. Yaralama suçlarında cezanın belirlenmesinde, failin tahrik edilip edilmediği göz önünde bulundurulur.

Temel cezanın 1/4 ile 3/4 oranında indirilmesi mümkündür. Bu, cezanın ne kadar indirileceğinin somut olaya ayrıca tahrikin boyutlarına göre belirleneceği anlamına gelir. Haksız tahrik altında işlenen suçlar için verilen ceza indirimleri, hukukun cezalandırıcı işlevi ile adaletin sağlanması arasındaki dengeyi koruma amacını taşır. Türk Ceza Kanunu’nda bazı suçlar için haksız tahrik durumunda özel düzenlemeler de yer almaktadır. Örneğin, karşılıklı hakaret suçlarında taraflar birbirini tahrik etmişse, taraflardan birine ya da her ikisine de ceza verilmemesi mümkündür. Yapılan düzenleme, tarafların eşit derecede suçlu olduğu durumlarda adil ceza vermeyi sağlamaya yöneliktir. Aynı şekilde, haksız tahrik altında işlenen suçlar için ceza indirimleri, hakaret suçu gibi nispeten daha hafif suçlarda da geçerli olabilir ve bu durum TCK’da özel olarak düzenlenmiştir.

Örnek Olaylar ve Yargıtay Kararları

Örneğin bir Yargıtay kararında, inşaatta gerekli güvenlik önlemlerini almayan işverenin işçisinin ölümüne sebep olması üzerine taksirle adam öldürme suçu oluştuğu belirtilir. Yargıtay, burada işverenin güvenlik yükümlülüklerini ihmal ettiğini ayrıca ihmalkarlığın ölümle sonuçlandığını vurgulanır. Bu gibi durumlarda, failin doğrudan bir öldürme kastı bulunmasa da ihmal ve dikkatsizlik sonucu ölüme sebebiyet verildiği için cezalandırma yoluna gidilir. Bu olay, iş güvenliği gibi alanlarda dikkatli olunmasının ne kadar önemli olduğunu ortaya koyar. Taksirle adam öldürme suçlarında, failin pişmanlık göstermesi ve olay sonrası tutumu da ceza indiriminde önemli bir rol oynar. Örneğin, trafik kazası sonrasında failin kazayı bildirmesi, olay yerinden kaçmamasıyla mağdura yardım etmesi, Yargıtay tarafından ceza indirimi için bir neden olarak görülür.

Bir Yargıtay kararında, failin kaza sonrası derhal yardım çağırması akabinde yetkililere teslim olması nedeniyle cezasında indirime gidilmiştir. Yargıtay, taksirle adam öldürme suçlarında failin ihmalkâr davranışlarının, öngörülebilir olup olmadığını da inceler. Örneğin, sürücünün aşırı hız yaparak kaza yapmasıyla ölüme neden olması durumunda, hız yapmanın öngörülebilir tehlikeler doğuracağı dikkate alınarak cezalandırma yapılır. Yargıtay, bu gibi durumlarda failin tehlikeli hareketlerinin ölümle sonuçlanmasını, taksirle işlenmiş bir suç olarak kabul eder ve failin cezai sorumluluğunu belirler. Ancak, olayda tamamen beklenmedik ayrıca öngörülemeyen gelişme varsa, bu da cezanın şekillendirilmesinde dikkate alınır.

Yorum yapın